Bir Dönemin Sonu: Ofiste Çalışmaya Geri Dönüş
Uzun bir süre boyunca evden çalışma modeliyle adapte olan birçok insan için özerklik ve esneklik yeni norm haline geldi. Ofis ortamının gözetiminden uzak, kendi çalışma düzenini belirleme özgürlüğü, birçok beyaz yakalı için alışılmadık bir deneyimdi. Ancak Covid-19 salgınıyla mücadelede ilerlemeler sağlanırken, ofisete çalışmaya geri dönüş süreci başladı. Bu süreçte, evden çalışmanın getirdiği avantajları kaybetmek zorunda kalacak olsak da yeni esnek çalışma modelleriyle iş yaşamında kazanılan özgürlüğü korumanın yolları da mevcut.
Özerklik Verimliliği Artırıyor
Uzmanlar ofiste çalışmaya geri dönüş öncesi, evden çalışmanın getirdiği özerkliğin hem iş hem de çalışanlar açısından faydalı olduğunu vurguluyorlar. Uzmanlara göre hayatları üzerinde kontrol sahibi olan insanlar, ne yapacaklarına ve neyin kendileri için daha faydalı olacağına daha sağlıklı bir biçimde karar verebiliyorlar.
İnsan doğası gereği karar verici olmak ister. Psikolojiyle ilgili bilimsel metinlerde de belirtildiği gibi, bulunduğu ortamın hakimi olmak ve başkalarına tabi olmamak insanın en temel ihtiyaçları arasındadır. Her ne kadar insanlar çevrelerine baktıklarında bunun tam tersi insanlar görüyor olsalar da psikologlar, özgürlüğün ve kontrol sahibi olmanın temel insani ihtiyaç olduğunu vurguluyorlar.
İngiltere’de 20 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışma hayatında özgür olan ve kontrolün elinde bulunduğunu belirten çalışanların çok büyük bir bölümünün işinden mutlu olduğunu söylediği görülüyor. Yine benzer şekilde Amerika’da Claremont Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, özerkliğin verimliliği kayda değer şekilde artırdığını ortaya koyuyor.
Kontrolü Tümüyle Bırakmak Gerekmiyor
Tekrar ofiste çalışmaya başlamak beraberinde geleneksel çalışma sisteminin geri dönmesini sağladı. Bu da daha fazla denetimin ve daha az özgürlüğün olacağını gösteriyor. Ancak çalışanlar yine de evden çalışırken alıştıkları kontrolü sürdürebilmenin yollarını bulabilirler. Burada sorulması gereken soru, “Kontrolün ne kadarı bende kalabilir ve ayrıca neler isteyebilirim?” sorusudur.
Ofiste çalışmaya geri dönüş ile birlikte çalışanlar ve işverenler arasında bir takım pazarlıklar dönecek gibi gözüküyor. Pazarlıklar esnasında evden çalışma sürecinde öğrenilen yeni alışkanlıkların bir şekilde devam etmesi konuşulacaktır. Özünde çözüm oldukça basit. Hibrid çalışma sistemi çalışanları da işverenleri de memnun edecektir. Hibrid çalışma sistemi için basit bir şekilde evden ve ofisten karma çalışma sistemi tanımını yapabiliriz. Hibrid çalışma sistemiyle birlikte çalışanlar, evden çalıştıkları günlerde alıştıkları ve öğrendikleri özerkliği yaşamaya devam edebilirler. Ancak hibrid çalışma modeline geçemeyen ve tam zamanlı olarak ofise dönen çalışanlar için de birkaç önerimiz var.
Çalışma yeri ve zamanı konusunda alıştığı kontrolü kaybeden çalışanlar, ofiste çalışmaya geri dönüş ile birlikte üstleriyle konuşabilirler. İş konularıyla ilgili bazı esneklikleri üstlerle konuşmak faydalı olacaktır. Çalışanın hem alıştığı hem de doğru kullanmayı öğrendiği özerkliği kaybetmesi verimliliği azaltabileceği gibi, bu yeteneği ofisteki çalışma şekline adapte etmesi, verimliliğini ciddi seviyelere çıkarabilir. Eğer her şey pandemi öncesi döneme dönse bile en basit seviyede kontrolü elde tutabilmek mümkün. İş yerinde kontrolün çalışanda olabilmesi için önce disiplinini gösterebilmesi gerekiyor. Evdeyken disiplinini koruyan, işlerini aksatmayan ve ofiste çalıştığı dönemdeki gibi başarılı olan bir çalışan, kontrolün onda olmasını öğrenmiş demektir. 9 – 5 mesaisinde bile çalışanlar kendilerini ve disiplinlerini ispatlayarak belli başlı özerklikleri elde edebilirler. Bu süreçte DİA Yazılım’ın sunduğu günlük iş takip programı hem çalışanlar hem de iş verenler için avantajlı olabilir. Siz de sunduğumuz bulut bilişim çözümleri hakkında detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.