surdurulebilirligin anahtari kobiler

Sürdürülebilirliğin Anahtarı: KOBİ’ler

Yiğit Nail Çiğdem E-Dönüşüm

KOBİ’ler, hızlı karar alma kabiliyetleri ve yenilikçi yapılarıyla bilinirler. Ancak konu sürdürülebilirliğe geldiğinde, bu uygulamaları benimsemekte genellikle yavaş kalırlar. Bu yüzden KOBİ’lerin sürdürülebilirlik konusunda teşvik edilmeye ihtiyaçları var.

KOBİ’ler, hem ülkemizde hem de dünyada ciddiye alınması gereken bir güç. Dünya’da işletmelerin %90’ını KOBİ’ler oluşturuyor. Aynı zamanda dünya çapındaki her üç işten ikisini de KOBİ’ler yapıyor. Milyarlarca insan geçimini KOBİ’lerden sağlıyor ve küresel tedarik zincirlerinin düzgün işleyişi için vazgeçilmezler.

Böylesine muazzam etkilere rağmen KOBİ’ler henüz sürdürülebilirlikle ilgilenmiyorlar. Bunun nedeni çok basit. Avrupa Birliği’nde KOBİ’ler, 11-49 çalışanı olan ve yıllık geliri 10 milyon Euro’yu geçmeyen işletmeler olarak tanımlanıyor. Türkiye’de ise 250 kişiden az çalışanı olan ve yıllık net satış hasılatı 500 milyon lirayı geçmeyen işletmeler KOBİ kabul ediliyor.

Dolayısıyla KOBİ’lerin rakiplerine göre her zaman kaynak sıkıntıları oluyor. Sürdürülebilirlik gibi konularla ilgilenecek zamana, bilgiye, kapasiteye veya maddi kaynaklara sahip olmadıklarını düşünüyorlar. Ayrıca bunu düşünen KOBİ’lerin de sürdürülebilirlikle ilgili adım atmaya nereden başlayacaklarını bilmedikleri aşikar. Ancak KOBİ’lerin hem kendileri hem de herkes için daha iyi bir dünya yaratma çalışmalarına katılmalarına ihtiyacımız var.

KOBİ’ler İçin Sürdürülebilirliği Neden Önemli?

Sürdürülebilirlik, işletmelerin çevre üzerindeki zararları etkilerini durdurmak veya en aza indirmek için elimizden gelen her şeyi yapmakla ilgilidir. Sürdürülebilirlik her işletmenin uyması gereken yol gösterici ilkelerdir. Dünyanın ve insanoğlunun geleceği için uygulanması kaçınılmaz gerçeklerdir.

Sürdürülebilir aynı zamanda şirketlerin maliyetlerini de azaltır. Bu da işlerin ters gidebileceği günler için kaynak avantajı oluşturur. KOBİ’ler sürdürülebilirlik yolculuğu için ilk adımı atmak isteseler de istemeseler de değişmeyen tek şey değişimdir. Sürdürülebilirlik regülasyonları giderek gelişiyor ve genişliyor. Regülasyonlar zamanla işletmelerin, çevreye karşı oluşturdukları potansiyel riskleri tespit ettiklerini ve önlemlerini aldıklarını ispat etmelerini isteyebilir.

Sonuç olarak sürdürülebilirlik konusunda geride kalan KOBİ’ler, müşterilerinin sürdürülebilirlik standartlarını karşılayamadıkları sürece, büyük şirketlerle yapacakları değerli iş anlaşmalarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaklar.

KOBİ’ler, müşterilerinin, iş ortaklarının ve kamunun gözünde doğru tarafta kalabilmek için, sosyal ve yönetimsel beklentileri karşıladıklarından emin olmalılar.

KOBİ’leri Sürdürülebilirlik İçin Teşvik Etmek

Sürdürülebilirlik ve çevre için atılması gereken adımların KOBİ’lere zorunluluklar olarak getirilmemesi gerekiyor. Sürdürülebilirliği, büyümenin itici gücü olarak sunmak çok daha faydalı olacaktır. Şimdilik bütün dünyada KOBİ’ler, doğayı ve çevreyi korumaya yönelik adımları gereksiz masraflar olarak görüyor. Birçoğu da zorunluluklar kapsamında uygulamak zorunda kaldıkları bazı regülasyonları, bilerek ve isteyerek yapıyormuşçasına pazarlıyor. Aslında KOBİ’ler, doğa dostu işletmelere dönüşmekten rahatsız değiller. Sadece bu konuda teşvik edilmeleri gerekiyor.

KOBİ’leri sürdürülebilirlik için teşvik etmeye yönelik atılabilecek adımlardan en önemlisi hiç kuşkusuz büyümenin hızlanacağını anlatabilmek. Finansal risklerin azalacağı, önemli müşterilerle ilişkilerin güçlenmesinde sürdürülebilirliğin rolü ve büyük şirketlerle karlı anlaşmalardaki önemi mutlaka vurgulanmalı.

Örneğin Ikea, sürdürülebilir değer zincirleri oluşturmak için tedarikçileriyle birlikte çalışan bir şirkettir. Tedarikçi grupları için toplu temiz enerji sözleşmeleri müzakere ederek KOBİ’lerin yenilenebilir enerjiye erişmesine yardımcı oluyor. Ikea, tüm tedarikçilerinin BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 10 İlkesi’nden ilham alan bir davranış kuralları imzalamasını bekliyor. Böylece, çevresel, sosyal ve çalışma koşullarının yanı sıra hayvanların refahına ilişkin net beklentiler ortaya koyuyor.

Doğa Dostu KOBİ Olmanın Tam Zamanı

KOBİ’lerin sürdürülebilirliği benimsemeleri ve ilerletmeleri için her fırsatı değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü doğaya verdiğimiz zarar aslında insana verdiğimiz zarardır. Unutmayalım ki, doğa bir gün, bir şekilde kendisini yeniler ve olan her zaman insana olur! Bireysel olarak her bir KOBİ’nin doğa dostu işletme statüsüne ulaşması mütevazi kalabilir ama, tüm dünyadan KOBİ’lerin bu bilince ulaşması, gezegenimiz ve geleceğimiz için büyük fark yaratabilir.

Türkiye’nin en gelişmiş bulut ERP programı DİA ile şimdi tanışın, bulut teknolojisinin sağlamış olduğu doğa dostu çözümleri kullanmaya başlayın! DİA hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıda yer alan formu doldurun, sizi en kısa sürede arayalım.

Bir önceki yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.